Satış ve İkna Sırasında İletişimi Engelleyen Faktörler
Her iletişim prosesinde görülebilen bazı durumlar satış ya da ikna çabalarımızı, kısaca anlaşabilmeyi zora sokabilmektedir. Bu zorlayıcıları, dört ana bölümde incelemek ve dikkatlerinize sunmak daha yararlı olacaktır:
1) İletişim genel hatalarının yarattığı engeller.
2) Şikâyetlerin yarattığı engeller.
3) Mazeretlerin yarattığı engeller.
4) İtirazların yarattığı engeller.
İLETİŞİM GENEL HATALARININ YARATTIĞI ENGELLER:
İletişim unsurlarının her biri iletişimde engel oluşturabilir. Bunları, vericiden başlayarak sıralarsak:
Verici (İletişimi Başlatanın) Genel Hataları
Bu kitabın başından beri anlattığım bazı durumlar dâhil, iletişimi başlatan her kimse, profesyonel olmalı ve iletişimin daha empatik olması için, gerek çevreyi gerek kendi kendini kontrolünü her an kullanmalıdır.
İletişimi başlatanın, diğer iletişim unsurlarını ayarlamak ve iletişimin amacına en uygun yerde, zamanda; en uygun tarzı kullanarak iletişim kurması zorunludur. Bunlardan, söz sırası karşıda bulunan alıcıya gelince onu iyi dinlemek; sesine, seçeceği kelimelere, vücut diline dikkat etmek gibi daha önce bahsedilenler hariç, birkaç nokta daha, takip eden satırlarda incelenecektir.
Alıcının / Dinleyenin Hataları
Burada bir profesyonel olarak asla alıcıyı yani, potansiyel veya eski bir hukukumuz olan iç veya dış müşterimizi suçlamak istemiyorum. Zira böyle bir suçlama doğru olmaz. Bizler, satıcılar veya profesyonel kişiler olarak müşterilerimizi suçlayarak bir yere varamayız. İyi bir profesyonel, müşterisine anlayabileceği şekilde hitap eder. Anlamıyor, olmuyor, bilmiyor ve benzeri suçlamalar sadece anlatan olarak bizim yetersizliğimizi, buna bağlı olarak da iletişim ve ikna konusunda alabileceğimiz daha fazla yol olduğunu gösterir...
Burada sadece birkaç genel duruma değinerek diğer bir unsura geçeceğim. Dinleyenler olarak bizler, varsa "peşin hüküm" ve ön yargılarımızı bırakmalı Yorgunsak veya o an için iletişime girmek istiyorsak bunu açıkça ifade etmeliyiz. Üzerinde daha önce durduğumuz "Aktif dinleme" konusunda kendimizi mutlaka geliştirmeli ve iyi birer dinleyici olmalıyız
Amaç Unsuru
Her iletişimin bir amacı vardır. Bu amaç iletişimi başlatan ve o an için satıcı durumunda olan "Verici" tarafından net, açık, anlaşılabilir olarak görüşmenin en başlarında ifade edilmelidir. Amaç daima karşınızdakine bir konuda kolaylık, rahatlık, kazanç gibi faydalar sağlamak olmalı; dinleyenimizin, tek başına veya ilgili örgüt içinde ya da toplumda elde edebileceği daha iyi bir durumu işaret etmelidir. Görüşmelerde belirsiz olan amaçlar, çoğu zaman işin ve toplantıların uzamasına neden olurlar. Amaçların gizli veya belirsiz oluşu; dinleyenlerde kuşku, güvensizlik, kopukluk ve iknadan uzaklaşma yaratır.
Mesaj Unsuru
Bu konuda empatik ifadeler kullanılmasının daha iyi sonuçlar doğuracağını önceki sayfalarda örnekler ile ifade etmiştim. Burada değineceğim konu; mesajın ilgili müşterimiz tarafından daha kolay algılanır olmasının gereği ve özellikle de yazılı iletişimde noktalamanın önemi ile ilgilidir. Konuşurken de yazarken de seçeceğimiz kelimeler, bizi dinleyen kişi veya grubun, hem ilgisini çekmeli hem de onlara bir şeyler ifade etmelidir. Kısaltmalar ve teknik argo da denilen jargon' kullanmak, pek çok iletişimi mahveder. Bir satıcı veya yöneticinin düşebildiği en büyük hatalardan bir başkası da içselleştirip önce kendi kafasında sahiplenemediği veya pratik yaşama indirgeyemediğı bir konuyu satmaya, anlatmaya veya öğretmeye kalkmasıdır. Bu tarzda kaleme alınmış yazılar da konuşmalar da bırakın ikna edip satmayı, aksine sıkım ve reddetme ile sonlanabilir.
Teknik argo da kısaltmalar da teorik ve fazla karmaşık anlatım da anlatıcı ya da satıcının amacın ulaşmasını engelleyebilir. Zira bunlar, anlatım yapı lan kişi veya grubu kucaklamaz ve anlatılanlar havada kalabilir.
Unutmayın! Bir konuyu en basit ve herkesi kucaklayarak konunun içine çekecek gibi anlatabilmek, konuyu çok iyi bilmeyi ve konuya hâkimiyeti belirtir. Konusunu, satacağı şeyi ve bunları kime satacağını bilmeyen, çalışmamış ve bilgisiz bir insan yukarıda değindiğim hatalara düşerek hatalı kelimelerle dolu ve hatalı kodlanmış bir mesaj ile satışa çıkar. Bu durumda doğaldır ki; satması ancak şansa kalmıştır.
Medya / İletişim Aracı Unsuru
Seçilen araç da ikna veya satış iletişiminde önem taşır. En doğru araç, yüz yüze görüşmedir. Telefon veya elektronik haberleşme denilen e-posta ve internet veya intranet gibi ortamlar, elbette bizlere hız hediye eden kullanışlı ve modern araçlardır. Ancak; bu araçlar sipariş konusunda, ön bilgilendirmede, benzeri bazı konularda ön fikir sahibi olmakta ve bilgi paylaşmakta faydalı olurken ikna ve gerçek anlamda satış için, çoğu zaman yetersiz kalmaktadır.
Bu araçların, profesyonel yaşamda "işi başından atmak", gerekli gereksiz "herkesi bilgi bombardımanında tutmak" veya "uzaktan toplu fırça atmak" gibi nedenlerle kullanılması; organizasyonlarda husumet, iletişim kopukluğu ve ikna değil, uzaklaşma yaratabilmektedir. Telefon da çok yeterli değildir.
Yer Unsuru
Yer de iletişimin etkinliğini büyük ölçüde etkileyen bir faktördür. Yer dediğimizde, iletişim kurulan alanın ısısı, hava temizliği, yerleşim/oturma durumu ve gürültü/parazit durumu kapsanmaktadır.
Yerin fiziksel anlamda uygunluğu kadar, psikoloji anlamında da uygun düzenlenmesi gerekmektedir. Toplu satış veya toplu ikna amacı güden sunuşlarda da bir fikir, bir davramş tarzını uygulamak, ya da bir proje bütününü, satmaya çalıştığınız eğitimlerde de yerin iletişim etkinliğini artırıcı ya da azaltıcı etkileri olmaktadır. Bir sunumdan veya eğitimden başlayarak teke tek satış/ikna çabalarında, yerin etkisini iletişiminize destek olarak alabilmeniz için:
Yerin alabileceği ve gereği kadar insan çağırıl-malı.
Konu ile ilgisizler çağırılmamalı.
Yerin iyi havalandırılması ve 19-21 derece "Cel-cius" kadar, normal bir ısıda olması gerekir. Fazla ısı terleme, ilgi kaybını ve uyuklamayı getirebilir. Yetersiz ısı ise, üşüme ve ilgi kaybına neden olur.
0 yorum:
Yorum Gönder